13 Ağustos 2010 Cuma

Nimetlerin Farkına Varmak

Isa aleyhisselam bir agacin altinda dua eden birini gördü. Dikkatlice baktiginda adamin ayaklari yürümeyen bir kötürüm oldugunu anladi. Iki gözü de görmüyordu. Vücudunda ise bars hastaligi oldugu anlasiliyordu.

Ama adam bütün bunlara ragmen ellerini kaldirmis söyle dua ediyordu:

- Ey nice zenginlere vermedigi nimeti bana ikram eden Rabbim! Sana agaçlarin yapraklari sayisinca sükürler olsun!.

Hazret-i Isa kötürüm adama yaklasti:

- Ayagin yürümüyor, gözün görmüyor. Bedenin de sihhatli görünmüyor. Buna ragmen çogu zenginlere verilmeyen nimetlerin sana verildigini düsünmekte, bunun için de büyük bir mutlulukla sükretmektesin. Hangi nimettir nice zenginlere verilmedigi halde sana verilen? Kapali gözleriyle sesin geldigi yana yönelerek dedi ki:

- Efendi! Allah bana öyle bir kalp vermis ki, o kalple O'nu taniyorum. Öyle de bir dil vermis ki, o dille de O'na sükrediyorum. Halbuki, dünyanin serveti elinde olan nice zenginler var ki, kalbinde O'nu tanima sevinci, dilinde de O'na sükretme mutlulugu yoktur. Ama gel gör ki, ayaklari topal, gözleri kör, bedeninde hastaliklar bulunan bu kötürüm adama Rabbim, bu sevgiyi ihsan eylemis, bu nimetin farkina varma tefekkürünü lütfeylemis.Iste bunu düsününce kendimi tutamiyor da:

- Nice zenginlere vermedigi nimeti bana veren Rabbime agaçlarin yapraklari sayisinca sükürler olsun!. diye sevinç dualari etmekten kendimi alamiyorum.

Kafa gözü kapali da olsa kalp gözü açik olan bu kötürüm adama yaklasan Isa aleyhisselam:

- Ver su elini öyle ise! diyerek adamin elinden tutar, egilerek görmeyen gözlerinden öper.

Peygamberin dudaklarinin degdigi gözler aninda açilir. Karsisindakinin Isa aleyhisselam oldugunu görünce heyecanlanan adam:

- Sen su ölüleri dirilten, hastalara sifalar bahseden mucizelerin sahibi peygamber degil misin? der.

- Belli olmuyor mu? deyince:

- Gözlerimden belli oluyor da ayaklarimdan henüz belli degil, der. Tebessüm eden Hz. Isa:

- Sen hele bir ayaga kalkmayi dene! deyince, silkinen kötürüm adam dimdik ayaga kalkar. Ayaklari üzerine dikilebildigini anlayinca söyledigi ilk sözü su olur:

- Ey Allah'in Nebisi, sendeki bu mucizeler de O'ndan degil mi? Öyle ise izin ver de geç kalmayayim, O'na bir sükredeyim, diyerek hemen yere iner basini secdeye koyarak der ki:

- Rabbim! Seni taniyan bir kalple, sükreden bir dil nimetinin sükrünü yapmaktan acizken, simdi gören bir çift gözle, yürüyen iki de ayak da lütfettin. Artik bilemiyorum nasil ödeyecegim bu nimetlerin karsiligini?.

Bu sirada çevreden toplanan halk, gösterdigi bu mucizelerden dolayi Isa aleyhisselamin elini öpmek isterler. Ama Allah'in Nebisi isaret eder:

- Benim degil su secdedeki kötürüm adamin elini öpün!..

Derler ki:

- Onu secdeye indiren nimetlere biz bastan beri sahibiz. Ama hiç böyle mutluluk duymadik.

- Öyle ise der, tefekkür edin, siz de düsünün. Düsünen insan sahip oldugu nimetin farkina varir. Düsünmeyen ise mahrumiyet duygusunda kalir.

Kaynak: Ilim Bahcesi Sitesi
Resim: flickr.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı